30 Ocak 2010 Cumartesi

sevgililer günü masası

bu gün günlerdir süren tembelliğimi attım üstümden.iş yerime geldim.ÖZLEMİŞİM.evde durup çatalca cinayeti izlemek bana göre değilmiş.çocuklarla yaptığımız faaliyetler başlarda güzeldi.ama artık boya kalemi uhu kağıt makas v.s. görmek istemiyorum bir süre.pamuktan kardan adam yaptık,artık kumaşlardan bebek kıyafetleri,makarnadan kolyeler.yaratıcılığımda sınırlandı bir yerde.şimdi iş yerimdeyim......ooooooooooooo oh mis gibi iş havası solumak....vitrindeki yuvarlak masayı kaldırttım iki kişilik dikdörtgen bir masa koydurttum.üzerini beyaz masa örtüsü simli fransız tülü ile örttüm.gümüş peçetelikler tüllü kumaş peçeteler,küçük kırmızı mumluklar koydum masaya.ayna üzerine pullar srptim.üç kollu gümüş şamdanıma gümüş rengi mumlar koydum.SEVGİLİLER GÜNÜ İÇİN İDEAL .masum ve romantik bir masa hazırladım.Özel günlere bayılıyorum......

26 Ocak 2010 Salı

henüz sadece anasınıfına gidiyor.ama büyümüş gibi davrandığı için bazen,onu büyümüş sanıyorum.bu yüzden çok kızıyorum ona,dağılan odalar,mobilyalardaki parmak izleri,gürültüler dağınıklıklar hep onun üzerine kaLıyor.kardeşi parmak izi yapmış camları gelip bana söyledi "anne sana kötü haberim var,ezgi elleriyle camları kirletti" ben ne yaptım ona bağırdım.sen yanında yokmuydun niye izin veriyorsun diye....çocuklarımı çok seviyorum evet.ama dağınıklığa,gürültüye,evi kirletmelerine tahammül edemiyorum.bazen bağırarak çok tepki veriyorum.başka türlü davranamıyorum.napayım.masada bıçak izi,banyoda boşaltılmış şampuan şişeleri,yerlere serilmiş tuvalet kağıtları,aynalara sürülmüş yapıştırıcılar v.s. v.s. v.s. her gün yeni bir şeyle karşılaşıyorum eve gittiğimde ne zaman bitecek bu kabus. ya çocukların pisikolojisi bozulacak ya benim............

22 Ocak 2010 Cuma

parlayan yıldız


bu gün hayatının ilk karnesini alacak öykü.birazdan fotoğraf makinemle bende gideceğim okula...minik bir hayat şekilleniyor.karne alacağı için çok heyecanlı. bende çok heyecanlıyım.kendi karnelerimde böyle olmamıştı.öyküye demiş ki öğretmeni senin karnene parlayan yıldızlar yapacağım.yıldızları nasıl yapacak diye merak içindeydi öykü.birazdan merakını yenecek.bu karne heyecanı ona iyi gelecek

18 Ocak 2010 Pazartesi

İKİ DİL BİR BAVUL


Adı bile etkileyici bu filmi mutlaka izlemek istiyorum........izlemek istediğim filmler o kadar çok ki...bence en büyük zenginlik insanın bol vakti olması....kocamla konuşuyorduk ya biyopsi yapılırsa. ya kansersem... ölürsem çar çabuk........birden dediğime ben bile şaşırdım "ama benim okumak istediğim daha çok kitap var."kemoterapilerde ben kitap okuyacağım herhal.....ne tuhaf insan daha yaşamsal bir şey istemez mi ayol...gezmek tozmak eğlenmek gibiiiii.ölümden korktuğum halde ölüme inanmadığım için ,yaşamak yani ağır bastığından mı acabaaaa.bu saçma okuma isteği..biraz durup düşündüm sonraa,kızlarımla disney land a gitmeyi da çok istiyorummmmm.ve onlara sevgimi anlatacak yazılar yazmayı............offfffffff yazmaktan bile sıkıldım.düşüncesi bile daralttı beniiiiiiiii....

15 Ocak 2010 Cuma

başarısız erkeklerin arkasında ki başarılı kadınlar


Başarılı erkeklerin arkasındaki gerçek başarılı kadınlar bu fıkra size....
Bir sirketin genel müdürü olan adam ve karisi,otobanda arabalari ile yol alirken, benzinlerinin bitmek üzere oldugunu farkeder. Oto bandan çikar ve servis alanina girer.Servis alaninda sadece bir benzin pompalayici vardir. Pompaci benzin koyarken o da ayaklari açilsin diye yürümeye baslar. Arabaya geri döndügünde karisi ile pompacinin koyu bir sohbete daldiklarini görür. O gelince konusmayi birakirlar. Arabaya binince pompaci onlara el sallar ve karisina. ' Seni görmek güzeldi ' , der. Servis alanindan ayrilirlarken karısına adami taniyip tanimadigini sorar. Karisi tanidigini söyler. Ayni lisede okumuslar hatta bir yil da çikmislardir.
Adam,
'Sansliymissin ki karsina ben çikmisim ' der .
' Onunla evlenseydin,genel müdür degil de pompaci karisi olacaktin.'
' Sevgilim ' diye yanitlar karisi,
' Onunla evlenseydim, o genel müdür, sen pompaci olurdun.' !!!!!

14 Ocak 2010 Perşembe

amannnnnnnn boş ver modu...


arkadaşım bir rüya görmüş ...ben gözlerim akarak ağlıyormuşum,kucağımda bebeğim....hisleri kuvvetlidir. bilirim.içime bir kurt düştü.sol göğsümde ağrı vardı bir kaç yıldır.kızımın sınıf öğretmenine de 2 hafta önce kanser teşhisi konulunca bütün işaretler bana doktora gitmemi söylemeye başladı.

Neden sevmiyorum hastaneleri.

neden doktora gitmek bana göre değil.

Neden sanki gereksiz bir şey gibi geliyor bana......

bu soruların cevabını bilmiyorum.

dün kızımı kontrole götürdüğümde ,eşimin ısrarlarıyla gittim.

göğsümde kistlerimin olduğunu öğrendim.Soldaki ağrıya sebep olan kist patlamış mı ne haltsa enfekte olmuş ağrıya sebep olanda bu.2 antibiyotik verdi veeeeeeeee bir ağrı kesici.

kullanmaya başladım ilaçlarımı.....

dün ultrasonda o kistleri görünce çok korktum.böyle bir günde böyle bir anda kanser olduğumu da söyleyebilirler di bana zaman durabilirdiiiiii.

kızlarım geldi aklıma.onlara tapu koleksiyonu bırakmaya niyetim yok.ama dilediğini yapabilme özgürlüğü bırakmak istiyorum onlara ...bu özgüveni sağlayacak kadar da yaşamak istiyorum.onları en çok seven varlıktanda böyle erken mahrum kalmasınlar istiyorum.....