20 Ekim 2011 Perşembe

Bin tane beladan koruduğun evladını bir pkk dan koruyamadılar

Nasıl güzel kokar evladımız.Nasılda sıcacık elleri var.Ruhumuzu iliklerimize kadar kemiklerimizi canımızı bedenimizi nasılda doldurur onun özlemi.Yanımızdayken bile doyamayız bakmaya, koklamaya,dinlemeye....İyi evlat olsun isteriz üzerine titreriz.Biliriz en en en özel çocuk bizimkisi.Besleyip büyütüp okula göndeririz.Andımızı öğretiriz ona öğretmeninden önce.Coşkuyla söylesin isteriz.Onurla ve gurur duyarak..."Bayrak" deriz . "Bağımsızlığımızın Sembolü" Ay la yıldızını gökyüzünden almış.Kırmızısını...Kır ... Kırmızısını ...Şehitlerimizin kanından.Şehit ne demek diye sorar bize .Anlatırız.Boğazımızda bir yumru.Bende asker olucam der.Vatanı koruma duygusu her şeyin önüne geçer onun için.Bizim se tek derdimiz evladımızı gül kokulu yavrumuzu korumaktır.Arabalardan koruruz karşıdan karşıya geçerken ,ezilmesin diye.Yağmurdan kardan koruruz ıslanmasın diye.Tinerciden, esrarcıdan ,kötü arkadaştan koruruz.Vatana millete hayırlı evlat olsun diye.Bir gün askere göndeririz dualarla marşlarla.Kokusuna doyamadığımız gözümüzden sakındığımız evladımız askerdeyken televizyona bakamayız haber izleyemeyiz.telefonlara çıkmayız.Bir gün kapı çalar. Askerler gelmiştir.Gelen askerler içinde evladımız yok. Evladımız ölmüş.Artık yok.Bin tane beladan koruduğun evladını bir pkk dan koruyamazlar....Aklın almaz ...O büyük sevgini almışlar senden.O güzel kokuyu ,o sıcacık eli,o küçücük yüreği yok etmişler.Nasıl can verdi en kıymetlin düşünmeden edemezsin.Silah seslerinden korktumu.Üşüdü mü çok.Canı yandı mı ?."Anne" demiştir belki. yardım beklemiştir.Bilmiştir çünkü annesi olsa yine korurdu onu..Canımızdan can kattığımız evlatlarımızı pkk dan daha büyük tehlikelerden korudu anneler.Saçının teline zarar getirmeden büyüttü.Şimdi siz her biri birbirinden kıymetli olan bu çocukları koruyamıyorsanız eğer; Annelere devredin bu işi.Onlar evlatlarını korur canı pahasına da olsa..............

15 Ekim 2011 Cumartesi

erkek dediğin kadının iliğini emen bir asalak

Doğru olduğunu sanarak,hatta buna kalıbımızı basarcasına inanarak yaptığımız hatalar varyaaaa.Yaptığımız şeyler içinde en tehlikelisi de bu hatalar aslında.İşte bu kararlar geriye dönüp baktığımızda tüm  o kötü şeylerin başlangıcı oluyor.
Kimse beni anlamıyor du.Kendim için en doğrusunu ben bilebilirdim onlar nerden bilecekti ki....Bu ruh haliyle attım hayatımı mahveden o adımı...Dünyanın en doğru insanı bendim sanki.Yıllarca da hatamı farketmeden sahip çıktım hatalarıma.Üstelik hatalarımı çoğalttım.Sonra bir gün (yok öyle bir gün hep farkediyosun ama kendine itiraf etmen zor oluyor)farkettim ki zavallı hayatım nerelere savrulmuş.Her gününü birbirinin aynı şekilde geçiren bir yabancı olmuşum.
Tamam evlilik kutsal bir kurum,çocuk sevgisi dünyadaki en en en yüce duygu..Olsun öyle olsun...Ama bir yönüylede kadını taşıması zor rollere sürüklemiyor mu?Erkek dediğin kadının iliğini kemiğini emen onun kanıyla beslenen bir asalak.Kocalarımızın şu an oldukları adamlar olabilmesi için ne emekler harcadığımızı düşünürsek...Erkek değer kazandıkça biz güç kaybettik,kişiliğimizden ödün verdik,ılımlı içi boşaltılmış kadınlar olduk işte.Bu yüzden canımızın sıkıntısı..Sürüp giden mutsuzluğumuz bu yüzden.Anlamıyorum bu kadar değersiz mi hayatlarımız.Yoksa bizden de iyi bir şeyler olacağına inanmıyormuyuz.Niye emek harcamıyoruz kendimizi tamamlamak için.Niye bir adama aşık olduk diye onun bütün angarya işlerini seve seve yapıyoruz.Aradan yıllar geçip hakettiğimiz değeri görmeyincede basıyoruz feryadı "sen bana hakettiğim değeri vermiyorsun" ulan adam niye versin sana değer.Sen olsan ayakkabının çamurunu, yıkayan elleri çamaşır suyu kokan,üstü başı yemek kokan birine ne kadar değer verirsin.Biliyorum ben o ayakkabı yıkamak ,yemek yapmak,evde düzeni  sağlamak 5 bilinmeyenli denklemi çözmek kadar zor.Ama insanoğlu bu nankör işte .Neye değer verceğini bilmiyor.Denklem çözen adamın havasından yanına yaklaşılmaz ,sende öbür tarafta beklersin saygı görmeyi ,umutsuzca....Bir yandan ağlarken bir yandan da kocanın çoraplarını eşlemeye çalışırsın...Nerden mi biliyorum benim hep yaptığım şey çünkü....Ama bu gün bir aydınlanma oldu.bu hep böyle sürüp gidecek bunu anladım.sonsuza kadar yani..ben hakettiği değeri göremeden ölüp gideceğim.her gün her gün her gün böyle geçecek ve hiç bir şey değişmeyecek.Hayatından memnun olanlara sözüm yok onlar yoluna devam etsinler.Benimsözüm hala yapacak bir şeyleri olanlar ,dünyayı değiştirecek gücü bulunanlar için.Evet şimdi ayağa kalk ve kendin için olmasını istediğin neyse onu yap.Sen öyle oturduğun sürece hiç bir şey ayağına gelmeyecek ..Şu kocana harcadığın çabanın sinek kadarını kendine harca.........

14 Ekim 2011 Cuma

kapkaranlık ya her yer zor uyandım...çocukları yataklarında giydirdim.kahvaltı sofrasında bile hala uyuyorlardı.okula geç kalmamak için yumurtaları bitmeden kapının dışında bulduk kendimizi.Okula gitmek kadar okula çocuk götürmekte zormuş.Şimdi iş yerimde bir tyloht içtim .Ondan mı ne uyku göz kapaklarıma geldi yapıştı.imkanı yok açamıyorum gözlerimi.Kahretsin ki hastayıııııııııııım ve iyilemiycem galiba bi yüz yıl kkadar.