29 Ocak 2009 Perşembe

kendince sevişilen geceler

Ter saç uçlarına kadar ulaşmıştı.başını çarşafa doğru kaydırdı
Terden ıslanan yastığın kokusuna tahammül edemiyordu.Sessizce kalkıp banyoya gitti.Sıcak suyu bütün vücüdunda gezdirdi.Yıkandıkça kendini arınmış hissediyordu.
Akşam kocası yine o uyurken eve gelmiş,soyunup yatağa girmişti.Uyumasına aldırmadan sadece pijamasını indirmiş ve
sevişmişti onunla kendince.
Banyoda bu geldi aklına.Tekrar sabunlandı.Musluğu daha çok açtı.Bol suyla durulanıp çıktı.Bornozunu peteğin üzerinden alıp giydi.Banyodan sonra sıcak havluya sarınmak çocukluğundan beri hoşuna giderdi.
Sıcacık bornozuna sarılarak yatak odasına girdi.Kocasının pis ter kokusu bütün odayı sarmıştı.Hemen camı açtı.Kocasını uyandırdı.Mutfağa gidip çayı koydu.Küçük tenceresine dört yumurta koydu kaynaması için.Buzdolabından kahvaltılıkları çıkardı.Domates salatalık doğradı .Kahvaltı hazırdı artık.
Çocuklarının odasına gitti.İkiside uyuyordu.Öptü onları .Uyanmadılar."hadi okula geç kalıyorsunuz"
kocası banyodaydı.
yatak odasını girip üstüne bi şeyler giydi.öylesine alalade şeyler.Günlük ev kıyafeti.Mutfağa gittiğinde yumurtaların altını kapattı.Çay suyu kaynamıştı.Çayı demledi.
Önce çocuklar kahvaltı etti.Onları okula bıraktı.Zaten okul evlerinin karşısındaydı.Ama o belkide gezinti olsun diye çocukları her sabah okula götürürdü.
Eve döndüğünde kocası banyodan çıkmış giyiniyordu.Karısının önceden ütüleyip bu sabah dolap kapağına astığı pantolonu ve gömleği giydi.Dışarısı soğuk diye komidinin üstüne bir süveter koymuş karısı ama onu giymedi.Süveterle biraz daha şişman gösteriyordu sanki.Saçlarını taradı.Parfüm sıktı.
"Kahvaltı hazır"diye seslendi kocasına .Mutfağa girdi.Çayları döktü bardaklara.Kocası masaya oturduğunda"hani hazırdı kahvaltı çatal yok"diye homurdandı.Masaya iki çatal koydu.Kocası alalacele kahvaltı edip çıktı."Hayırlı işler" deyip kapıyı kapattığında büyük mutsuzluğuyla başbaşa kaldı kadın.Televizyonu açtı.Seda Sayan başlamamıştı daha.Televizyonun sesini açarak mutfağa gitti .Kahvaltı masasını topladı.Yemeği ocağa koydu.Yatakları topladı.Çocukların etrafa saçtıklarını topladı.Yatak odasının camını kapadı.Elektrikli süpürgeyle bütün odaları süpürdü.Yemeğin altını kapattı.Seda Sayan başlamıştı.Oturdu televizyonun karşısına zavallı hayatları seyretmeye.Parçalanmış ailelerin hayatlarını izlemek hoşuna gidiyordu."Çok şükür,evlatları sağ ,kocam başımda" diyordu izlerken.
reklamlarda ev işlerine devam ediyordu.
Öğlen çocukları aldı okuldan.Yemekten sonra yine o bıraktı okula.Eve dönerken birisinin "garibim,bu kadına yaptığı yazık ama bak kadın nası uğraşıyo onun çocuklarınla.O başka karılarla gezsin."dediğini duydu.İçi acıyodu acımasına ama alışmıştı artık bu sözlere.Yakınları yüzünede söylüyordu."Boş ver diyodu.Dönüp dolaşıp yine bana geliyo ya.Hem bir benim kimi aldatıyo canım" diye geçiştiriyordu konuşmaları.
severek evlenmişlerdi.Sadece adamın değilki kadınında sevgisi bitmişti adama karşı.Ama elalem ne der.Çocuklar ne olur.Ya daha kötü olursa diye boşanmamıştı.
okuldan sonra komşusuna gitti biraz bir kahve içti.Nerdeyse bir yıldır konuştukları şeyleri konuştular yine .Çocuklar,temizlik,yemek,koca anabaşlıklarıyla sürdürdüler konuşmayı.
eve giderken çocukların çıkış saati gelmişti onları okuldan alıp beraber gittiler eve.
biraz ütü yaptı.Akşam için yiyecek bi şeyler hazırladı.Çocuklar ödevini yaptı.Beraber dizi izlediler televizyonda.Çocuklar uyudu.O biraz daha televizyon izledi.Sonra kapattı.Derin bir yalnızlık duyuyordu.Bir şeyler yanlıştı biliyordu.Ama cevabını bilmediği bir şey vardı.NE YAPABİLİRDİ?
Rutin işlerini yapıp yattı.Kocasının eve gelip gelmeyeceğini bile bilmiyordu.Gelmesin istiyordu .Kocası eve gelmesin; bir yerden kocasının öldü haberi gelsin istiyordu.Böyle düşündüğü için vicdan azabı duydu.Gözlerini kapadı.Mutsuzdu.
Bu hikayenin kahramanı o kadar çok ki bazıları benim arkadaşım,bazıları sizin arkadaşınız.Bu mutsuz hikayeyi her gün sürdürüyorlar.
VE BİZ HALA UMUTSUZ EVKADINLARININ NASIL DAHA MUTLU OLBİLECEKLERİNİ BİLMİYORUZ.ONLARIN YAŞAM RUTİNLERİNİ DEĞİŞTİREMİYORUZ.

27 Ocak 2009 Salı

melekler korusun


6 yaşında bir kız çocuğuydu ,pırıl pırıl bakışları vardı...o gözleriyle gülerdi.Bir gün o gözlerdeki parıltı kayboldu.Annesi hissetti tuhaflığı ama hiç bilmedi o gün minicik kızına ne olduğunu bilse gidermiydi.Yanından ayırır mıydı hiç.
Sabah erkenden kalktı annesi,evin temizliğini bitirdi.Akşam yemeğine misafirleri gelecekti.Markete gitmesi gerekiyodu.Kızını alsa
uzun sürecekti.Acelesi vardı .Hazırlandı.Kızı elinden hiç bırakmadığı bebeğiyle oynuyordu.Televizyonu açtı."Ben hemen dönücem hayatım,sen televizyon izlersin.Sakın evden çıkma,kapıyı kimseye açma"kızına tembihler verdikten sonra hızla indi merdivenleri alt kattaki kayınvalidesinin ziline bastı."Ben markete gidiyorum. Sevgi'yi yalnız bıraktım.Yarım saate kadar dönerim ama anahtarları sana bırakayım belki bir şey olursa lazım olur"
Sevgi bebeğiyle oynamaya devam etti.Bir süre sonra kapının anahtarla açıldığını duydu annesi sandı. Sandalye alıp gözetleme deliğinden baktı bir erkekti.Çok korktu annesinin yatak odasına saklandı.Kapı açılınca biri "Sevgi nerdesin" diye seslendi.Amcasının sesiydi rahatladı.
Koşarak amcasının boynuna sarıldı "senmiydin amca çok korktum "dedi.
Amcası onu kucağına aldı oturttu. "Korkma "dedi.Sonrası çok hızlı gelişti.Amcası pantolonunu ve sevginin eteğini çıkarmıştı. sonra bir şeyler yaptı .Bir acı hissetti sevgi büyük bir acı.Amcası göbeğine bir şey sürdü."Süt" dedi bu "korkma süt" "Bu çok güzel bir oyun ,korktuğun zaman hep oynarız olur mu?Ama kimseye söyleme ikimizin oyunu olsun bu"
Sevgi ne olduğunu bilmiyordu ama kirli bir oyundu bu ,kimseye söyleyemeyeceği bir şeydi.
Annesi eve geldiğinde Sevgi yalnızdı.Bebeğine sımsıkı sarılmış oturuyordu."Benim uslu kızım"dedi annesi...
6 yaşında bir kız çocuğuydu,gözlerindeki ışık söndüğünde.
Amcası 5 yıl sonra evlendi.Bu sürede iğrenç oyununu hep sürdürdü.Sevgi kimseye söylemedi...
Aşık oldu bir gün .Ama evlenmedi.Çünkü o ne zaman sevişmeye kalksa amcasını hatırlıyor.
Şimdi tartışıyorlar çocuk tecavüzcüleri hadım mı edilsin , mühebbet hapse mi mahkum olsun diye?

26 Ocak 2009 Pazartesi



Yaşamın en tatsız tarafı sona eriş seklidir..


Şüphesiz ki yaşamı tersten yasamak daha güzel,


Hatta mükemmel olurdu.Nasıl mi ?Cami'de uyanıyorsunuz.


Bir tahtasandık içersinde,


Herkes karsınızdasaf durmuş, iyiliğinize dua ediyorve tüm haklar helal edilmişvaziyette.


tabuttan doğruluyorsunuz, yaşlı,


Olgun ve ağırbaşlı olarak.


Herkes etrafınızda, büyük birİtibar, iltifatlar, çocuklar torunlar hepsi


Hazır.arabanıza kurulup evinize gidiyorsunuz.


Doğar doğmaz devlet sizemaaş bağlıyor, aylık veya üç ayda bir maaşınızıalıyorsunuz.


Ne güzel, hazır maaş, hazır ev....


Altmışlı yaslara kadar hersek garanti, huzuriçinde yaşıyorsunuz. Sağlığınız gittikçe düzeliyor,kaslar güçleniyor, kuvvetleniyorsunuz. Bir günçalışmak istiyorsunuz ve ise ilk başladığınız günsize hoş geldin hediyesi olarak bir plaket ve altınkol saati veriyor patronunuz.. Ve genel müdürlükveya bunun gibi yüksek bir makamdan tecrübeli birinsan olarak ise başlıyorsunuz. Herkes karsınızdael pençe divan...vücudunuzda da bazı hoşa giden hareketlerde başlıyor. Gittikçe zayıflıyor forma giriyorsunuz.


Diğer hormonal aktiviteler artıyor,fevkalade.....aman ne güzel günler başlıyor...


Derken bir gün patron size artık üniversiteyegitsen daha iyi olur diyor.


Bu arada babanız ortayaçıkmış, "fazla çalıştın" diyor "artık eve dön, isibırak, okumaya basla, harçlığın benden olsun..." keyfebakar misiniz ?Okuduğunuz dersler gittikçe kolaylaşıyor.


Ekmek elden,su gölden bir dönem başlıyor. Partiler, diskotekler,kızların sayısı artıyor. Derken Anne ve babanız sizigötürüp getirmeye başlıyor, araba kullanma derdi de yokartık....Günün birinde sizi okuldan da alıyorlar, "evde otur,keyfine bak, oyuncaklarınla oyna" Diyorlar..Mamanız ağzınıza veriliyor, zaman zaman altınızıbile Temizliyorlar, hatta bu durum alışkanlık yaratıyorve hiç tuvalet kullanmamaya başlıyorsunuz.Derken anneniz bir gün size süt vermekararını alıyor ve başka bir keyifli dönem başlıyor.Mama artık her yerde, her an ve en taze şeklindehazır. Bir gün karanlık ilik ve sıcak bir ortamagiriyorsunuz. Beslenmek için ağzınızı açmayadahi gerek yok, bir kordondan besleniyor,sıcacık, yumuşacık, gürültü ve patırtısız birortamda yasıyorsunuz.Küçülüyor, küçülüyor, ufacık bir hücre halini alıyorsunuz.
Ve günün birinde müthiş bir olayla hayatınz bitiyor...


CAN YÜCEL

23 Ocak 2009 Cuma

geri döndümmmmmmmm

her şey çok güzeldi misafirler, oyun hamurları ,çocuklarla ufak geziler,kartonlar ,makaslar,pamuktan kardan adamlar,ördüğüm süveter,temizlik yapmak, kek yapmak,yemek yapmak,yatakta miskinlik yapmak.............

ve bu sürede asla internet yok...

bütün sır burda belki basit yaşamak lazım


yaşamak ciddi iştir

şakaya gelmez hayat

bir sincap gibi mesela yaşamın dışında ve ötesinde bi şey beklemeden

yada kocaman gözlüklerinle labaratuarda insanlar için ölebileceksin

yüzünü bile görmediğin insanlar için hemde


ne zeki adammış nazım hikmet

ortaokul aşkımdı benim